Boşanma, hayatınızın en çetrefilli dönemeçlerinden biridir. Türk Medeni Kanunu ve ilgili ikincil mevzuatlarla belirlenen karmaşık hukuki prosedürler, bu süreci tek başınıza yönetmeye çalışırken ciddi hak kayıplarına yol açabilir. Neka Legal Avukatlık Bürosu olarak, Bursa boşanma avukatı ve İstanbul boşanma avukatı ihtiyaçlarınızda, kurucumuz Av. Kaan Kaplan‘ın liderliğindeki uzman ekibimizle, Türk aile hukukunun tüm dinamiklerine hakim bir yaklaşımla yanınızdayız. Amacımız, sadece yasal süreçleri yönetmek değil, aynı zamanda müvekkillerimizin bu zorlu süreci en az yıpranmayla atlatmalarını sağlamak ve geleceğe güvenle adım atmalarına yardımcı olmaktır.

Boşanma Davasında Avukatın Önemi: Neden Neka Legal ile Çalışmalısınız?

Boşanma davası, sadece bir dilekçe ile başlayan basit bir prosedür değildir. Delillerin toplanması, ispat yükünün doğru tespiti, usul hükümlerine uyum, ihtiyati tedbir kararları, mal rejiminin tasfiyesi, nafaka ve velayet gibi hayati konulardaki hukuki mücadeleler, profesyonel bir yaklaşım gerektirir. Alanında uzman bir boşanma avukatı ile çalışmak, davanın doğru hukuki zemine oturtulması, haklarınızın eksiksiz korunması, sürenin kısaltılması ve en önemlisi adil bir sonuca ulaşılması için vazgeçilmezdir.w

Av. Kaan Kaplan ve Neka Legal ekibi olarak:

  • Derin Hukuki Bilgi ve Tecrübe: Türk Medeni Kanunu, Hukuk Muhakemeleri Kanunu ve ilgili tüm mevzuata tam hakimiz. Yargıtay kararları ve güncel içtihatları yakından takip ederek, hukuki stratejilerimizi sürekli güncelliyoruz.
  • Kişiye Özel Çözümler: Her boşanma davasının kendine özgü dinamikleri olduğunu biliyor, müvekkillerimizin özel durumlarını analiz ederek onlara en uygun hukuki yol haritasını çiziyoruz. Tek tip çözümler yerine, sizin için en avantajlı sonucu hedefleyen stratejiler geliştiriyoruz.
  • Proaktif Yaklaşım: Olası hukuki riskleri önceden öngörerek, dava sürecinde sürprizlerle karşılaşmamanız için gerekli önlemleri alıyoruz. İhtiyati tedbir kararları, delil tespiti gibi konularda hızlı ve etkin adımlar atıyoruz.
  • Gizlilik ve Güven: Hassas kişisel bilgilerinizi ve dava sürecinize ilişkin tüm detayları titizlikle koruruz. Müvekkil-avukat ilişkisinin temelinde yatan gizlilik ve güven prensiplerine mutlak bağlıyız.
  • Etkili İletişim: Dava sürecinin her aşamasında sizi bilgilendirir, hukuki terimleri anlaşılır bir dille açıklar ve tüm sorularınızı yanıtlarız. Şeffaf bir iletişimle sürecin her anına hakim olmanızı sağlarız.

Neka Legal Avukatlık Bürosu’nun Boşanma Hukuku Kapsamındaki Kapsamlı Hizmetleri

Türk Medeni Kanunu’nun aile hukuku hükümleri çerçevesinde, boşanma davalarının tüm aşamalarında ve boşanmanın fer’i nitelikteki tüm hukuki sonuçlarında (nafaka, velayet, tazminat, mal paylaşımı) müvekkillerimize profesyonel destek sağlıyoruz:

  1. Anlaşmalı Boşanma Davaları (TMK md. 166/3):
    • Hukuki Dayanak: Evlilik birliğinin en az bir yıl sürmesi halinde, eşlerin birlikte başvurması ya da bir eşin başvurusu üzerine diğer eşin davayı kabul etmesi ve boşanma ile birlikte nafaka, velayet, tazminat, mal paylaşımı gibi tüm konularda anlaşmış olmaları şartıyla açılır. Hakim, bu anlaşmanın (anlaşmalı boşanma protokolü) tarafların ve varsa çocukların menfaatlerine uygunluğunu denetler.
    • Sunduğumuz Hizmet: Tarafların gelecekteki olası uyuşmazlıkları önleyecek, hakkaniyetli ve yasalara uygun bir anlaşmalı boşanma protokolünün hazırlanması. Protokoldeki her maddenin hukuki sonuçlarının detaylıca açıklanması. Mahkemeye başvuru, duruşma ve kararın kesinleşmesi süreçlerinin hızlı ve etkin yönetimi.
  2. Çekişmeli Boşanma Davaları (TMK md. 161-166):
    • Hukuki Dayanak ve Boşanma Sebepleri: Eşlerin boşanma konusunda veya boşanmanın fer’i niteliğindeki konularda anlaşamaması halinde açılır. Boşanma sebepleri Türk Medeni Kanunu’nda sınırlı sayıda sayılmıştır:
      • Zina (TMK md. 161): Eşlerden birinin evlilik birliği devam ederken üçüncü bir kişiyle cinsel ilişkiye girmesi. Kusursuz tarafın mutlak boşanma sebebidir.
      • Hayata Kast, Pek Kötü Muamele veya Onur Kırıcı Davranış (TMK md. 162): Eşlerden birinin diğerinin canına kast etmesi, fiziksel veya psikolojik şiddet uygulaması ya da ağır derecede onur kırıcı söz veya davranışlarda bulunması.
      • Suç İşleme ve Haysiyetsiz Hayat Sürme (TMK md. 163): Eşlerden birinin toplumca ayıplanan, yüz kızartıcı bir suç işlemesi veya sürekli olarak ahlaka aykırı bir yaşam sürmesi.
      • Terk (TMK md. 164): Eşlerden birinin, evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerini yerine getirmemek amacıyla diğerini terk etmesi ve bu terkin kesintisiz en az altı ay sürmesi, ayrıca terk eden eşe hakim kararıyla ihtar çekilmesi ve ihtara rağmen dönmemesi.
      • Akıl Hastalığı (TMK md. 165): Eşlerden birinin iyileşmesi mümkün olmayan bir akıl hastalığına yakalanması ve bu hastalığın ortak hayatı diğer eş için çekilmez hale getirmesi (resmi sağlık kurulu raporu ile ispatı zorunludur).
      • Evlilik Birliğinin Temelden Sarsılması (Şiddetli Geçimsizlik – TMK md. 166/1-2): Ortak hayatın eşler için çekilmez hale gelmesi durumu. Bu en sık başvurulan genel boşanma sebebidir ve kusur oranları önem taşır.
      • Fiili Ayrılık Nedeniyle Boşanma (TMK md. 166/4): Evlilik birliğinin temelden sarsılması sebebiyle açılan bir boşanma davasının reddedilmesinden itibaren 3 yıl içinde ortak hayatın yeniden kurulamaması halinde, eşlerden birinin talebi üzerine boşanmaya karar verilir.
    • Sunduğumuz Hizmet: Boşanma davasının hangi hukuki sebeple açılması gerektiğinin tespiti. İddiaları destekleyici nitelikteki delillerin (tanık beyanları, mesaj kayıtları, fotoğraflar, ses/video kayıtları, banka hesap dökümleri, bilirkişi raporları vb.) hukuka uygun şekilde toplanması ve mahkemeye sunulması. Karşı tarafın iddialarına karşı güçlü hukuki itirazlar ve savunmaların hazırlanması. Duruşmalarda etkin temsil ve sürecin her aşamasında hukuki danışmanlık.
  3. Nafaka Davaları:
    • Hukuki Dayanak: Türk Medeni Kanunu’nun 175, 176, 177, 182 ve 328. maddeleri ile düzenlenmiştir.
    • Tedbir Nafakası (TMK md. 169): Boşanma davası devam ederken eşlerden birinin veya çocukların geçinmesini sağlamak amacıyla mahkemece hükmedilen geçici nafakadır.
    • Yoksulluk Nafakası (TMK md. 175): Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek eşin, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla, diğer eşten ekonomik gücü oranında talep edebileceği nafakadır. Süresiz olarak hükmedilebilir.
    • İştirak Nafakası (TMK md. 182, 328): Velayeti kendisine verilmeyen eşin, müşterek çocukların bakım, eğitim ve diğer giderlerine gücü oranında katılmak üzere ödemekle yükümlü olduğu nafakadır. Reşit olana kadar devam eder.
    • Yardım Nafakası (TMK md. 364): Altsoy ve üstsoy ile kardeşler arasında, yardım edilmemesi halinde yoksulluğa düşecek olan kişiye ödenebilecek nafakadır (boşanmadan bağımsızdır, ancak aile hukuku kapsamındadır).
    • Sunduğumuz Hizmet: Nafaka türlerinin belirlenmesi, nafaka miktarının tespiti, nafaka artırım veya azaltım davaları, nafaka alacaklarının icra yoluyla tahsili.
  4. Maddi ve Manevi Tazminat Davaları (TMK md. 174):
    • Hukuki Dayanak: Boşanmaya neden olan olaylar yüzünden kişilik hakları saldırıya uğrayan ya da mevcut veya beklenen menfaatleri zedelenen kusursuz veya daha az kusurlu tarafın, kusurlu eşten talep edebileceği tazminattır.
    • Maddi Tazminat: Boşanma nedeniyle uğranılan somut ekonomik kayıpların (örn: eşin işini kaybetmesi, sosyal güvenceden mahrum kalması) telafisi.
    • Manevi Tazminat: Boşanma sürecinde yaşanan üzüntü, elem, ruhsal çöküntü, onur kırılması gibi manevi zararların karşılığı.
    • Sunduğumuz Hizmet: Zararın kapsamının ve miktarının tespiti, kusur oranlarının hukuki analizi, emsal Yargıtay kararları ışığında en yüksek tazminatın talep edilmesi ve tahsili.
  5. Velayet Davaları ve Kişisel İlişki Kurulması (TMK md. 336-345):
    • Hukuki Dayanak: Türk Medeni Kanunu’na göre velayet, kural olarak reşit olmayan çocukların bakımı, eğitimi, temsili ve malvarlığının yönetimi gibi hak ve sorumlulukları içerir. Boşanma halinde velayet, çocuğun üstün yararı ilkesi esas alınarak belirlenir.
    • Ortak Velayet: Uluslararası sözleşmeler ve Yargıtay’ın güncel içtihatları doğrultusunda, çocuğun üstün yararı ve ebeveynlerin anlaşması halinde Türk hukukunda ortak velayet kararı verilmesi mümkündür. Bu, ebeveynlerin çocukla ilgili önemli kararları birlikte almasını sağlar.
    • Kişisel İlişki Tesisi: Velayeti kendisine verilmeyen eşin, müşterek çocuklarıyla düzenli ve sağlıklı bir şekilde görüşebilmesi için mahkemece belirlenen görüşme günleri ve koşullarıdır.
    • Sunduğumuz Hizmet: Velayet davalarının açılması ve takibi. Çocuğun üstün yararını destekleyici delillerin sunulması. Velayet kararlarının değiştirilmesi davaları. Velayeti kendisinde olmayan eşin çocuklarıyla kişisel ilişki kurma hakkının tespiti veya mevcut düzenlemenin değiştirilmesi.
  6. Mal Paylaşımı ve Tasfiyesi Davaları (TMK md. 202-281):
    • Hukuki Dayanak: Türk Medeni Kanunu’na göre, 01.01.2002 tarihinden sonra yapılan evliliklerde veya taraflarca seçilmesi halinde, eşler arasında yasal mal rejimi edinilmiş mallara katılma rejimidir. Bu rejimde, evlilik birliği içinde emek ve gelir karşılığı edinilen tüm mallar üzerinde eşlerin yarı yarıya katılma alacağı hakkı bulunur.
    • Edinilmiş Mallar: Maaş, kira geliri, tazminat, emeklilik ikramiyesi, kişisel malların gelirleri, evlilik birliği içinde satın alınan taşınmazlar, araçlar, banka hesapları, şirket hisseleri vb.
    • Kişisel Mallar (Tasfiyeye Tabi Değil): Evlilik birliği başlangıcında sahip olunan mallar, miras yoluyla veya karşılıksız kazanılarak (bağış, piyango vb.) edinilen mallar, sadece kişisel kullanıma yarayan eşyalar, manevi tazminat alacakları.
    • Sunduğumuz Hizmet: Malvarlığı tespiti, edinilmiş ve kişisel malların ayrımı, malvarlığı değerlerinin (ev, arsa, araç, ziynet eşyası, banka hesapları) doğru ve güncel değer tespiti. Katılma alacağı, değer artış payı alacağı gibi hukuki taleplerin belirlenmesi ve dava yoluyla tahsili. Tapu iptali ve tescil davaları.
  7. Aile İçi Şiddet ve Koruma Tedbirleri (6284 Sayılı Kanun):
    • Hukuki Dayanak: 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun, aile içi şiddete maruz kalan veya şiddet görme tehlikesi bulunan bireylerin korunmasını amaçlar.
    • Sunduğumuz Hizmet: Mağdurun korunması amacıyla uzaklaştırma, iletişim yasağı, eve yaklaşmama gibi önleyici ve koruyucu tedbir kararlarının hızlı ve etkin bir şekilde alınması için hukuki başvuru ve takip. Şiddet gören veya şiddet görme tehlikesi altındaki müvekkillerimize acil hukuki destek ve danışmanlık.

Neka Legal Avukatlık Bürosu olarak, Bursa’nın en iyi boşanma avukatı veya İstanbul’da önde gelen boşanma avukatı arayışlarınızda, sadece hukuki bilgi değil, aynı zamanda empati ve anlayışla yanınızda durmaktayız. Hukuki süreçleri en az stresle atlatmanız için elimizden gelen tüm desteği sunuyoruz. Yargılamanın her aşamasında haklarınızı en üst düzeyde savunmak için kararlılıkla çalışıyoruz.


Soru 1: Boşanma davası açmak için eşimin kusurlu olması şart mı? Türk Medeni Kanunu’na göre kusur oranları ne anlama gelir?

Cevap 1: Hayır, boşanma davası açmak için her zaman eşinizin kusurlu olması şart değildir, ancak davanın niteliği ve hukuki sonuçları açısından kusur kavramı büyük önem taşır.

  • Kusurun Mutlak Gerekmediği Durumlar:
    • Anlaşmalı Boşanma (TMK md. 166/3): Anlaşmalı boşanmada eşlerin kusurlu olup olmaması önem taşımaz; önemli olan boşanma ve fer’i konularda anlaşmış olmalarıdır. Hakim kusur araştırması yapmaz.
    • Fiili Ayrılık Nedeniyle Boşanma (TMK md. 166/4): Daha önce açılan boşanma davasının reddedilmesi ve ret kararının kesinleşmesinden itibaren üç yıl boyunca ortak hayatın yeniden kurulamaması halinde, kusur araştırması yapılmadan boşanmaya karar verilir.
  • Kusurun Esas Olduğu Durumlar (Çekişmeli Boşanma):
    • Genel Boşanma Sebebi (Evlilik Birliğinin Temelden Sarsılması – TMK md. 166/1-2): Bu durumda boşanmaya sebep olan olaylarda eşlerin kusur oranları büyük önem taşır. Evlilik birliğini temelden sarsan olaylarda, kusurlu tarafın boşanma davası açması, kural olarak diğer eşin itiraz etmesi halinde reddedilir. Ancak Yargıtay içtihatları, daha az kusurlu tarafın davayı kabul etmesi halinde boşanmaya karar verilebileceğini belirtmektedir. Örneğin, bir eşin evlilik birliğini sarsan ağır kusurlu davranışları varsa, diğer eşin buna tahammül edememesi de haklı bir boşanma sebebi olabilir.
    • Özel Boşanma Sebepleri (Zina, Hayata Kast, Pek Kötü Muamele vb. – TMK md. 161-165): Bu sebeplerle açılan davalarda, ilgili özel sebebin varlığı ve bunun diğer eşin kusuru olduğu ispat edilmelidir. Örneğin, zina iddiasında, zina eyleminin ispatı, zinayı yapan eşin kusurlu olduğunu gösterir.

Kusur Oranları Ne Anlama Gelir? Boşanma davasında hakim, evlilik birliğinin sarsılmasına yol açan olaylardaki eşlerin kusur oranlarını belirler. Bu kusur tespiti, özellikle nafaka (yoksulluk nafakası için kusursuzluk veya daha az kusurlu olma şartı) ve maddi/manevi tazminat talepleri (kusurlu taraftan talep edilebilir) için hayati öneme sahiptir. Örneğin, boşanmaya sebep olan olaylarda tamamen kusurlu olan eş, kural olarak yoksulluk nafakası talep edemez ve diğer eşin tazminat talebiyle karşılaşabilir. Neka Legal Avukatlık Bürosu olarak, kusur oranlarının müvekkilimiz lehine tespit edilmesi ve hukuki sonuçlarının doğru yorumlanması için etkin hukuki mücadele yürütüyoruz.


Soru 2: Boşanma davasında sosyal medya yazışmaları, mesajlar ve telefon kayıtları delil olarak kullanılabilir mi? Hukuka aykırı delil nedir?

Cevap 2: Evet, boşanma davasında sosyal medya yazışmaları, mesajlar (WhatsApp, SMS vb.) ve bazı durumlarda telefon kayıtları delil olarak kullanılabilir. Ancak burada “hukuka uygunluk” ilkesi büyük önem taşır.

  • Hukuka Uygun Delil:
    • Sosyal Medya ve Mesajlaşma Kayıtları: Eğer bu yazışmalar veya mesajlar aleni bir ortamda (örneğin herkesin görebileceği bir sosyal medya paylaşımı) yapılmışsa veya taraflardan biri bu yazışmaları kendi rızasıyla paylaşmışsa, bunlar delil olarak kullanılabilir.
    • Telefon Kayıtları (Ses/Video): Bir tarafın diğer tarafın haberi olmadan yaptığı ses veya video kaydı, kural olarak hukuka aykırı delildir. Ancak, Yargıtay’ın istisnai içtihatları mevcuttur. Örneğin, kendisine karşı işlenen bir suç (şiddet, tehdit vb.) anında, başka türlü ispat imkanı olmayan durumlarda, ispat aracı olarak elde edilen bu tür kayıtların “son çare” niteliğinde delil olarak kullanılabileceğine hükmedilebilmektedir. Bu durum, “bir hakkı ihlal eden bir suçun oluşumunu engellemek” veya “işlenmiş bir suçun delilini elde etmek” gibi istisnai hallerle sınırlıdır.
    • Telefon ve Konuşma Dökümleri: Telekomünikasyon yoluyla yapılan iletişimlerin (kimin kimle, ne zaman konuştuğu gibi bilgiler) ancak mahkeme kararı veya Cumhuriyet Savcılığı izniyle elde edilmesi mümkündür. Özel hayatın gizliliği ilkesi burada devreye girer.
  • Hukuka Aykırı Delil ve Sonuçları:
    • Hukuka aykırı yollarla (örneğin eşin haberi olmadan ses/video kaydı almak, eşin özel şifresini kırarak mesajlarına erişmek) elde edilen deliller, Türk hukukunda kural olarak mahkemede kullanılamaz ve yargılamada dikkate alınmaz. Bu durum, Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) md. 189/2 hükmü uyarınca “Hukuka aykırı olarak elde edilmiş deliller, mahkeme tarafından bir vakıanın ispatında dikkate alınamaz” şeklinde düzenlenmiştir.
    • Hukuka aykırı delil elde etme eylemi, Türk Ceza Kanunu kapsamında “özel hayatın gizliliğini ihlal” (TCK md. 134), “haberleşmenin gizliliğini ihlal” (TCK md. 132), “kişisel verilerin kaydedilmesi” (TCK md. 135) gibi suçları oluşturabilir ve cezai yaptırımı olabilir.
    • Neka Legal Avukatlık Bürosu olarak, müvekkillerimizin hukuka uygun delil toplama konusunda bilgilendirilmesini ve hukuka aykırı delillerin dava sürecine dahil edilmemesini sağlayarak, hem davada hak kaybı yaşanmamasını hem de cezai sorumluluk doğmamasını temin etmekteyiz.

Soru 3: Boşanma davası açtıktan sonra eşimden korunma kararı alabilir miyim? 6284 sayılı Kanun neyi amaçlar?

Cevap 3: Evet, boşanma davası açtıktan sonra eşinizden veya birlikte yaşadığınız kişiden şiddet görme tehlikesi altında iseniz veya şiddete maruz kaldıysanız, 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun kapsamında koruma kararı alabilirsiniz.

  • 6284 Sayılı Kanun’un Amacı: Bu Kanun, şiddete uğrayan veya şiddet görme tehlikesi bulunan kadınların, çocukların, aile bireylerinin ve tek taraflı ısrarlı takip mağduru olan kişilerin korunmasını ve şiddetin önlenmesini amaçlar. Sadece fiziksel şiddeti değil, ekonomik, psikolojik, cinsel şiddet ve tehdit gibi her türlü şiddeti kapsar.
  • Koruma Kararı Türleri ve Süreci:
    • Önleyici Tedbirler: Şiddet uygulayan veya uygulama ihtimali olan kişiye yönelik olarak hakim tarafından alınabilecek tedbirlerdir. Örneğin: şiddet mağduruna ve konutuna yaklaşmama, telefon, mesaj gibi iletişim araçlarıyla rahatsız etmeme, müşterek konuttan uzaklaştırma, silah taşıma yasağı, çocuklarla kişisel ilişkinin sınırlandırılması.
    • Koruyucu Tedbirler: Şiddet mağduruna yönelik olarak alınabilecek tedbirlerdir. Örneğin: barınma imkanı sağlama, geçici maddi yardım, psikolojik/sosyal destek, kreş imkanı sağlama.
    • Başvuru: Koruma kararı başvurusu, Cumhuriyet Başsavcılığına, aile mahkemelerine veya kolluk birimlerine (polis, jandarma) yapılabilir. Başvuru üzerine mahkeme veya ilgili birim, aciliyet durumuna göre derhal karar verebilir. Kararların süresi genellikle 1-6 ay arasında değişir ve uzatılabilir.
    • İhlali Durumu: Eğer şiddet uygulayan kişi koruma kararına uymazsa, hakkında “zorlama hapsi” kararı verilebilir.

Neka Legal Avukatlık Bürosu olarak, aile içi şiddet mağdurlarının yasal haklarını en hızlı şekilde kullanabilmeleri, koruma kararlarının alınması ve bu kararların ihlali durumunda hukuki süreçlerin işletilmesi konularında acil ve etkin hukuki destek sunmaktayız.


Soru 4: Boşanma davası açıldıktan sonra eşimle tekrar bir araya gelirsek dava düşer mi? Davayı geri çekme ve feragat ne demektir?

Cevap 4: Boşanma davası açıldıktan sonra eşlerin tekrar bir araya gelmesi durumunda davanın akıbeti, ilişkinin niteliğine ve tarafların iradesine göre değişir.

  • Ortak Hayatın Yeniden Kurulması (Davanın Düşmesi): Eğer eşler, dava devam ederken ortak hayatı yeniden kurmuşlar ve bu durum mahkemece tespit edilmişse, bu durum boşanma davasının konusuz kalmasına yol açabilir ve dava düşebilir. Örneğin, eşlerin aynı evde yaşamaya başlaması, cinsel ilişkinin yeniden başlaması, sosyal etkinliklere birlikte katılmaları gibi. Bu durum, özellikle evlilik birliğinin temelden sarsılmasına dayanan çekişmeli boşanma davalarında önemlidir. Hakimin bu durumu resen (kendiliğinden) tespit etmesi veya taraflardan birinin mahkemeye bildirmesi üzerine dava sonlanabilir.
  • Davayı Geri Çekme (Davanın Açılmamış Sayılması):
    • Davayı açan taraf (davacı), duruşmalara gelmeden veya karşı taraf cevap dilekçesi vermeden tek taraflı olarak davasını geri çekebilir. Bu durumda dava “açılmamış sayılır.” Bu durum, davanın esastan reddedilmesi anlamına gelmez ve davacı aynı konuda tekrar dava açabilir.
    • Karşı taraf cevap dilekçesi verdikten veya duruşmalara geldikten sonra ise davanın geri çekilmesi, ancak karşı tarafın (davalının) açık rızasıyla mümkündür. Eğer davalı rıza göstermezse, dava geri çekilemez ve yargılamaya devam edilir.
  • Feragat (Haktan Vazgeçme):
    • Davacı, davasından feragat edebilir. Feragat, davacının “dava konusu haktan vazgeçmesi” anlamına gelir. Bu durumda, davanın esastan reddedilmesi gibi bir sonuç doğar ve davacı, feragat ettiği konuda aynı dava sebebine dayanarak yeniden dava açamaz. Feragat, davalının rızasına bağlı değildir ve tek taraflı bir irade beyanıyla gerçekleşir.
    • Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) md. 307’ye göre feragat, kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur.

Neka Legal Avukatlık Bürosu olarak, dava süreçlerinde müvekkillerimizin iradelerini hukuki sonuçlarıyla birlikte değerlendiriyor, geri çekme veya feragat gibi önemli kararların doğru zamanda ve doğru hukuki zeminde alınmasını sağlıyoruz.


Soru 5: Boşanma davasında mal paylaşımı nasıl yapılır? Edinilmiş mallara katılma rejimi dışında başka mal rejimleri var mıdır?

Cevap 5: Türkiye’de 01.01.2002 tarihinde yürürlüğe giren Türk Medeni Kanunu ile yasal mal rejimi olarak edinilmiş mallara katılma rejimi benimsenmiştir. Eğer evlilik öncesinde veya evlilik birliği sırasında eşler noterden bir mal rejimi sözleşmesi yapmamışlarsa, bu rejim kendiliğinden uygulanır.

  • Edinilmiş Mallara Katılma Rejimi (TMK md. 202-241):
    • Edinilmiş Mallar: Evlilik birliği içinde eşlerin çalışma karşılığı (maaş, ücret, ticari kazanç vb.), sosyal güvenlik ödemeleri, iş göremezlik tazminatları, kişisel malların gelirleri (örneğin bir arsanın kira geliri) gibi yollarla edindikleri tüm malvarlığı değerleridir. Bu mallar üzerinde, boşanma halinde eşlerin yarı yarıya katılma alacağı hakkı bulunur.
    • Kişisel Mallar: Eşlerin sadece kişisel kullanımına yarayan eşyalar (giyim, takı), evlilik öncesinde sahip olunan mallar, miras yoluyla veya karşılıksız kazanılarak (bağış, piyango) edinilen mallar, manevi tazminat alacakları. Bu mallar paylaşıma tabi değildir.
    • Değer Artış Payı Alacağı (TMK md. 227): Bir eşin kişisel malına diğer eşin katkısıyla değer artışı sağlanmışsa (örneğin, bir eşin evlilik öncesindeki evine diğer eşin parasıyla tadilat yapılması), katkıda bulunan eşin bu katkı oranında değer artış payı alacağı oluşur.
    • Katılma Alacağı: Edinilmiş mallara katılma rejiminin tasfiyesinde, her eşin edinilmiş malların yarısı üzerinde alacak hakkı vardır. Bu alacak, nakit olarak ödenir.
  • Diğer Mal Rejimleri: Türk Medeni Kanunu, eşlere sözleşmeyle yasal rejimden farklı mal rejimlerini seçme imkanı tanımıştır:
    • Mal Ayrılığı Rejimi (TMK md. 242-243): Her eş, kendi malvarlığı üzerinde tek başına tasarruf etme hakkına sahiptir. Ortak mal bulunmaz.
    • Paylaşmalı Mal Ayrılığı Rejimi (TMK md. 244-257): Mal ayrılığına benzer, ancak evlilik birliği içinde edinilen ve aileye özgülenen malların (ev eşyaları vb.) boşanma halinde yarı yarıya paylaşılması esasına dayanır.
    • Mal Ortaklığı Rejimi (TMK md. 258-281): Eşlerin tüm malvarlıklarını (kişisel mallar hariç) birleştirdiği, en az uygulanan rejimdir.

Mal Paylaşımı Davası Süreci: Boşanma davası kesinleştikten sonra mal paylaşımı davası (mal rejimi tasfiyesi davası) açılır. Bu davada, tarafların evlilik birliği süresince edindikleri tüm malvarlıkları (taşınmazlar, araçlar, banka hesapları, ziynet eşyaları, şirket hisseleri vb.) tespit edilir, değerleri belirlenir ve yasal mal rejimine göre tasfiye işlemi gerçekleştirilir. Neka Legal Avukatlık Bürosu olarak, mal kaçırma girişimlerinin tespiti, gizlenen malvarlıklarının ortaya çıkarılması ve müvekkillerimizin hak ettiği payı eksiksiz alması için detaylı araştırmalar ve hukuki mücadele yürütüyoruz.


Soru 6: Boşanma sonrası soyadı değişikliği ve çocukların soyadı ne olur?

Cevap 6: Boşanma sonrası soyadı ve çocukların soyadı konuları Türk Medeni Kanunu ile düzenlenmiştir:

  • Kadının Soyadı (TMK md. 173):
    • Boşanma ile birlikte kadın, evlenmeden önceki soyadını yeniden alır. Bu, kadının mutlak hakkıdır ve mahkemeden talep etmesine gerek yoktur.
    • Ancak, boşandığı kocasının soyadını kullanmakta menfaati bulunduğunu ve bu durumun kocasına zarar vermeyeceğini ispat ederse, hakimden boşandığı kocasının soyadını kullanmaya devam etme izni talep edebilir. Bu talep, boşanma davasında veya boşanma kesinleştikten sonra ayrı bir dava ile yapılabilir. Yargıtay, özellikle kamuda tanınmış bir isim olma veya mesleki itibar gibi durumları menfaat olarak değerlendirebilmektedir.
    • Eğer kadın, boşandığı kocasının soyadını kullanmaya devam etme izni almış ve daha sonra yeniden evlenirse, bu izin kendiliğinden ortadan kalkar ve yeni eşinin soyadını alır.
  • Çocukların Soyadı (TMK md. 321):
    • Velayet kime verilmiş olursa olsun, müşterek çocukların soyadı, kural olarak babalarının soyadı olmaya devam eder.
    • Ancak, istisnai durumlarda ve çocuğun üstün yararı ilkesi doğrultusunda çocuğun soyadının değiştirilmesi talep edilebilir. Örneğin, annenin evlenmeden önceki soyadının çocuğa verilmesi gibi. Bu durum, çocuğun menfaatine uygun olmalı ve mahkemece kararlaştırılmalıdır. Uygulamada bu tür talepler nadiren kabul edilmektedir ve genellikle çocuğun ciddi bir menfaati olduğu kanıtlanmalıdır.

Neka Legal Avukatlık Bürosu olarak, boşanma sonrası soyadı değişiklikleri ve çocukların soyadına ilişkin tüm hukuki prosedürlerde müvekkillerimize danışmanlık ve dava takibi hizmeti sunmaktayız.


Soru 7: Nafaka ve tazminat alacaklarının tahsili nasıl yapılır? Nafaka ödememek suç mudur?

Cevap 7: Mahkeme kararıyla hükmedilen nafaka ve tazminat alacaklarının tahsili, icra takibi yoluyla yapılır.

  • Tahsili Süreci:
    • Mahkeme kararıyla hükmedilen nafaka veya tazminat alacağı, borçlu tarafından süresinde ödenmezse, alacaklı taraf (veya avukatı) icra müdürlüğüne başvurarak icra takibi başlatır.
    • İcra müdürlüğü, borçluya bir ödeme emri gönderir.
    • Borçlu bu emre süresinde itiraz etmez veya itirazı kaldırılırsa, borcun tahsili için borçlunun maaşına, banka hesaplarına, taşınır veya taşınmaz mallarına haciz konulabilir.
    • Nafaka alacakları için özel bir durum olarak, nafaka alacaklısı talep ederse, borçlunun maaşının dörtte biri otomatik olarak kesilerek alacaklıya ödenir (İcra ve İflas Kanunu md. 83/2).
  • Nafaka Ödememek Suç Mudur?
    • Evet, nafaka ödememek Türk Ceza Kanunu’nda değil, ancak İcra ve İflas Kanunu (İİK) kapsamında bir suç olarak düzenlenmiştir ve cezai yaptırımı vardır.
    • İİK md. 344 uyarınca, nafaka yükümlüsü olan kişinin, mahkeme kararıyla hükmedilen nafakayı ödememesi halinde, nafaka alacaklısının şikayeti üzerine icra mahkemesinde “nafaka yükümlülüğünü ihlal” suçu nedeniyle dava açılabilir. Bu suçun cezası 3 aya kadar tazyik hapsidir.
    • Tazyik hapsi, borç ödeninceye kadar devam etmez, belirli bir süresi vardır ve borç ödense dahi bu hapis cezası infaz edilmiş sayılır. Ancak borcun tamamı ödendiğinde veya borçlu hakkında verilen karar kaldırıldığında hapis cezası düşer.
    • Bu durum, nafaka borçluları üzerinde ciddi bir baskı unsuru oluşturur ve nafakaların düzenli ödenmesini sağlamayı amaçlar.
    • Tazminat alacaklarını ödememek ise kural olarak doğrudan cezai bir yaptırım gerektirmez, ancak icra takibi yoluyla tahsili sağlanır.

Neka Legal Avukatlık Bürosu olarak, nafaka ve tazminat alacaklarınızın tahsilat süreçlerini etkin bir şekilde yönetiyor, gerektiğinde icra takibi başlatarak ve nafaka yükümlülüğünü ihlal edenler hakkında şikayette bulunarak haklarınızın eksiksiz teslim edilmesini sağlıyoruz.


Boşanma sürecinde karşılaşabileceğiniz her türlü hukuki zorluk ve sorununuz için Av. Kaan Kaplan liderliğindeki Neka Legal Avukatlık Bürosu olarak, Bursa’nın en iyi boşanma avukatı ve İstanbul’da önde gelen boşanma avukatı arayışlarınızda en doğru, güvenilir ve sonuç odaklı hukuki desteği sunmaktan gurur duyarız. Hukuki bilgi birikimimiz, deneyimimiz ve müvekkil odaklı yaklaşımımızla yanınızdayız.